ZAMAN ÜZERİNE...
- Somnur van der Kraan

- 8 Kas 2021
- 5 dakikada okunur

Zamanın kendi içinde bir düzeni olduğu gibi bir de kendimize ait bir zaman olgusu vardır, bu olgu temelde bizim belli bir süre bu yer yüzünde bulunacağımıza inanmamızla doğru orantılıdır. Zamanın yer yüzündeki kendi düzeni gece-gündüz ve mevsimlerdir, gece ve gündüz arasında güneşin mevsimlere göre hareket etmesi zamanı belirleyen bir olgudur. Diğeri ise bizim kendi zamanımızdır, zamanı nasıl algıladığımızla ilgili olarak gelişir yani eğer panik içinde ve yetişemiyor düşüncesiyle hareket ediyorsak o zaman hızlı akacak ve büyük ihtimalle yetişemeyeceğidir. Zaten hayatınızı yaratırken düşüncelerinizle yaratıyorsunuz, zamanı da bu doğrultuda hızlandırabilir ve yavaşlatabilirsiniz, ya da belirlediğiniz zaman çizgisi içinde her neyi yapmak istiyorsanız bunu kolaylıklarla yapabileceğinize inanmanız yeterlidir.
Hayatın akışı bizi bu dünyaya bağlayan tek şey olan nefesle bağlantılı olarak gelişir. Huzurlu akan bir nefes sakin ve dingin bir zihinle bağlantılıdır. Huzur kelimesinin Türkçe karşılığı “an” demektir, huzur kelimesi ise sakinlik, dinginlik, rahatlık ve ferahlık durumlarını içine alır, aslında özetle huzur anın içinde saklı yani. Sakin ve dingin bir zihin, sakin ve dingin akan zamanı da beraberinde getirir. Her zaman dediğim gibi bilgi birdir, aslında bizler bu dünyaya evrensel bir kullanma kılavuzuyla geliriz ama geleneksel düşünce ve davranış kalıplarının baskısıyla bu kılavuzu kullanmayı unuturuz, oysa evrenin kullanma kılavuzu birçok eski bilgilerle beraber, günümüzde ruhsal öğretiler, kişisel gelişim çalışmaları, kitaplarla hayatımıza geri gelir. Şu anda bu satırları da okurken de evrenin el kitabından bazı bilgileri hatırlıyor olduğunuzu düşünüyorum.
Düşünceleri durdurmak imkânsız gibidir ama kontrol altına almak, ne düşündüğümüzün farkında olup değiştirmek mümkündür. Düşünceleri susturup dinlemeye başladığımızda kendi öz varlığımızla iletişim kurabiliriz. Susmayı ve dinlemeyi öğrendiğimizde özvarlığımızın daima bağlı olduğu bütünün yüce bilgeliğiyle iletişime geçebilir, sorduğumuz sorulara yanıt alabiliriz. Bedenimizle, ruhumuzla, hayatımızla ilgili soruların hepsine yanıt alırız.
Bulunduğumuz yerde olmak yani nerede bulunduğumuzun tam olarak farkında olmak önemlidir çünkü geçmiş hafıza kayıtlarından kaynaklı düşüncelerle sürüklenerek geleceğe bakmak bize geçmişte yaşadığımız anıların bir tekrarını yaşatacaktır. Oysa orada, bulunduğunuz yerde, içinde olduğunuz zaman diliminde bulunduğumuzu fark etmek geçmişten gelen ve geleceğe sürüklemeye çalıştığımız genellikle tatsız olan deneyimleri yeniden hayatımıza çekmemize engel olacaktır.
Eğer bulunduğumuz zaman ve yerde beden ve ruh bütünlüğü içinde var olamazsak hayatımıza hâkim olamadığımız gibi kazalara da açılmamıza neden olur. Kazaların en büyük nedeni geçmişten geleceğe sürüklemeye çalıştığımız öfke ve kızgınlık yüklü düşüncelerdir. Öfkeden kaynaklı suçlama ve cezalandırma mekanizmanızı devreye sokmanızdan kaynaklanır. İçinizde beslediğiniz bu berbat döngü hastalıklara da açılmanıza neden olur.
İçinde bulunduğumuz anı yakalamak, es geçmeden yaşamak bize dingin bir zihinle beraber bize daha iyi, daha güzel bir hayatı taşır. Varlığımızla beraber “an” da kalmak bizim için temel yaşam kaidelerinden biri olduğunu farkettim. Bunun için benim de severek kullandığım birkaç yöntem veriyorum, uygulaması kolay ve keyifli.
Her zaman bir altar, bir meditasyon ya da sükûnet köşesi yaratamanızı öneriyorum, orası sizin mabediniz, evrenin yüce gücüyle bağlantıya geçtiğiniz mekân, evin içinde geçerken bile gördüğünüzde size huzur verecek, zihninizi sakinleştirecek ve güvende olduğunuzu hissettirecek bir köşe. Ben genellikle taşlarımı diziyorum, uçucu yağ kandilimi yerleştiriyorum, içine birkaç damla lavanta yağı, biraz ıtır yağı ve gül yağı damlatıyorum. Lavanta koruma- bütünleşme enerjisi, ıtır yaratıcılık, gül de kalpleri açan enerjiyi topluyor.
1- Engel olamadığınız düşünceler akıyor ve siz orada değilsiniz. Öncelikle sizin bunu fark etmeniz gerekli, artık şu andan itibaren fark etmeye başladınız. Okuduklarınız asıl saf alt bilincinizi aktive etti çünkü bizler bu dünyaya evrensel varlığımıza ait olan bir bilinçle gelir ama madde dünyanın akışına kendimizi kaptırdığımız için bu bilgiyle bağlantımızı keseriz. Zaman zaman aktive olur ve bağlanırız ama bunun bilincinde olmak ve ona hâkim olmak daha yüksek enerjilerle bağlantılı olarak yüksek bir yaşam kalitesini de beraberinde getirir.
Olumsuz düşünce akışını fark ettiğiniz anda derin bir nefes alın, nefesinize yoğunlaşın, düşünün nefes, bizi bu dünyaya başlayan tek şey, ne kadar değerli olmalı değil mi? Şimdi etrafınıza bakın, bütün eşyaları ve bulunduğunuz mekandaki bütün detayları tek tek gözden geçirin. İçinizden veya dışınızdan “Farkındayım” diyerek birkaç kez tekrar edin sonra “Güvendeyim” deyin ve güvende olduğunuzu hatırlayın. Nefesinizin farkında olun ve hatta onu sevin, nefesiniz sizi tatlı tatlı okşasın, her içinize çektiğiniz nefes size şifa olsun. İçinizde tatsız, huzursuz, öfkeli ne varsa nefesinizle dışarıya bırakın, merak etmeyin evren onu haleder, şifa olarak size iade eder. Kaybolduğunuzu hissettiğiniz her an bunu yapabilirsiniz.
2- Bütünleşme, yere bağlanma meditasyonu:
Meditasyon pozisyonunu alın, eğer daha önce hiç meditasyon yapmadıysanız meditasyon sayfamıza bakın, orada size bu konuda size yardımcı olabilecek çok şey bulacaksınız.
Gözlerinizi kapatın ve içinizden “Evrenin parlak şifa ışığı seni davet ediyorum” evrenden yukarıdan size doğru akan ışık şelalesini görün ve bu ışık başınızın tepesinden giriyor, bedeninizin içinden geçerek ayak tabanınızdan yere akıyor ve dünyanın magmasına, çekirdeğine ulaşıyor.
Işık seli dünyanın çekirdeğinin etrafını kaplıyor ve dünyanın merkezine bir temel atıyor, oradan tekrar yukarıya yeryüzüne yükseliyor ve ayak tabanınızdan içeriye giriyor ve rengi kırmızıya dönüşüyor, ayak tabanınızdan kalça hizanıza kadar olan alan kırmızı ışıkla besleniyor. Tüm damarlarınızdan akıyor.
Işık turuncuya dönüşürken biraz daha yukarıya çıkmış oluyor, şimdi kalçanızdan göbek deliğinize kadar olan bölgeyi sarıyor. Isıtıyor.
Sonra tam göbeğimizin ve karın boşluğumuzun olduğu yerde bir güneş oluyor ve kendi ritminde dönüyor.
Sarı ışık yeşile dönüşüyor ve tam kalbimizin ortasında açan gülün pembesi yeşil ışıkla birlikte bütün göğüs kafesimize yayılıyor.
Yeşil ışık güzel bir maviye dönüşüyor boyun, boğaz, ağız bölgemizi sarıyor, konuşmalarımızı sıfatlandırıyor.
Işık morla mavi arasındaki rengini alıyor ve gözlerimizin hizasında başımızı içine alarak sarıyor. Üçüncü gözümüze, görünmeyeni gören görülmez gözümüze dokunuyor.
Lila rengine dönüşüyor ve bin yapraklı nilüfer çiçeğinden bir taç olup başınızın üzerinde ışıldıyor ve..
Işık kendi berrak, beyaz haline dönüşüyor ve bir ışık seli olarak gökyüzünde sonsuzluğa doğru akıyor. Evrene ve ışığa teşekkür edin ve ışığı geldiği yere teslim edin. Gözlerinizi açın.
Bu meditasyonu olanağınız varsa her gün yapın. Yeryüzü ve gökyüzü enerjilerinde kopukluk varsa bağlar, çakralarınızın dengelenmesini ve yere bağlanmanızı sağlar. Fizik bedeninizin de iyileşmesine ve sağlıklı kalmasına etki eder.
Kök çakra meditasyonu ve mudrası da yeryüzüne bağlanmayı sağlar. Aura ve çakralar bölümünde bulabilirsiniz. Çakralarınızı dengelemek açısından bütün çakra meditasyonlarını yapmanızı tavsiye ederim.
Daima içinde bulunduğunuz anın tadını çıkartın. Yemek yerken orada, yemeğinizle olun. Yediğiniz her ne ise onun enerjisinin sizin bedeninize geçiyor olduğunu düşünün ve şükredin. Sevgiliniz, eşiniz, sevdiğinizle birlikteyken başka şeyler düşünmeyi bırakın, orada onunla birlikte olun, o varlığı hissedin, kendi varlığınızı hissedin, kendinizi “birlikte” hissedin.
Evrene soru soru sormak: Evrene ve onun yüce gücüne her daim soru sormak olasıdır. İyi dinlediğinizde yanıtı duyabilirsiniz. Yanıt bazen çevrenizde gelişen bir olay, birisiyle yaptığınız bir diyalog esnasında, o sırada okuduğunuz bir cümleyle, televizyonda dikkatinizi çeken bir cümle olarak da gelebilir. İyi bir iz sürücü olduğunuzda yanıtlar daima etrafınızdadır.
Gözlerinizi kapatın, derin bir nefes alın ve sorun, olumlu ve konuya odaklı sorular sorarsanız aldığınız yanıtları anlamanızda daha kolay olacaktır. “Bağlandım” dediğinizde evrenin yüce bilgeliğinin bizdeki parçası merkeze bağlanır. İşlerinizi yaparken ve tüm gün hayatınızı yaratır ve deneyimlerken oradan gelen güç ve ilhamla olmak işlerimizi kolaylaştırır. “Bağlandım”. Daima şükretmeyi hatırlayın.
Atacağınız adımlarda yüreğinize sorun, eğer yüreğiniz daralıyorsa kararınızı yeniden gözden geçirmenizi öneriyorum, ya da konuyla ilgili aşmanız gereken bir engelle ilgili ön bilgi alıyorsunuzdur. Yüreğiniz ferahsa doğru yönde adım attığınızın göstergesidir.
Bedenimize soru sormak:
Bedeninize soru sorduğunuzda yanıtı kolaylıkla alabilirsiniz. Bu beden bize aittir, parmak izlerimiz kadar eşsiz ve yer yüzünü deneyimleyebilmemiz için bize uygun, mükemmel bir tasarımdır. Onu en iyi tanıyan da kendimizden başkası olamaz. Gözlerinizi kapatın, zihninizi boşaltın ve bedeninizle iletişime geçin.
Sık sık aynaya bakın ve “Seni mutlu etmek için ne yapabilirim?” Veya “Mutlu olmak, sağlıklı olmak için neye ihtiyacın var?” diye sorun.
Hastalandığınızda veya o günkü biyoritminize uygun olan neye ihtiyacınız olduğunu sorabilirsiniz. Gözlerinizi kapatın ve sorun, derin nefes alın ve yanıt gelinceye kadar sorun. Sorduktan sonra dikkatinizi yanıta verin ve iyi dinleyin. İlaç almadan önce mutlaka durun, derin nefes alın ve iç sesinize sorun. Bedeninizde olan biteni Reiki gibi birkaç benzer yöntemle de anlayabilirsiniz.
Asıl olanın sağlıklı kalmak olduğunu kendinize sık sık hatırlatın. Bütünsel olarak yani zihin-beden ve ruh üçlüsünün bir arada ve tam olduğu halde yer yüzünü deneyimlerseniz çok daha keyifli bir hayatınız olacaktır, kendinize rahatlık verin.
Hayatı sağlıkla yaşamak için birçok öneriyi duymazdan gelmek iyileşmeye direnç göstermek demektir, aynı şey ruhsal ve kişisel gelişim çalışmaları için de geçerlidir. Arkasında korku yatar, bu korku değişme korkusudur. Bazen alışkanlıklarımız bize zarar verse de bizleri güvende hissettirir. Oysa daima hatırlayın “Siz güvendesiniz”. Sık sık tekrar edin “Ben güvendeyim”
Yazılacak, konuşulacak daha çok söz var, görüşmek üzere. Şifa OL’sun.
Hayata ve onun tüm ifadelerine aşkla kalın.
Somnur vdK


Yorumlar