top of page

YENİDEN DOĞUŞA SELAM


ree

Yılın bu dönemi benim için her zaman heyecan vericidir, günler kısalmış, karanlık gelmiş ve doğa sessizleşmiştir ama ona rağmen içimde daima bir kutlama sevinci vardır, 21 Aralık gecesini bekler ve en uzun gecede hangi rüyaları göreceğimi merak ederim. Çocukluğumdan beri çam ağacı süslemeyi sevmişimdir ve bu ritüeli daha sonra bunun dünyanın birçok yerinde, bilinen bütün kültürlerde binlerce yıldır yapılan müthiş bir doğa ritüeli olduğunu öğrendim. Eski bilgelik gök yüzü ve yer yüzü enerjilerini kutsamak, bir arada ve dengede tutmak için yaptığı ritüellerden birisi. Bu ritüel yeniden doğumu, hiçbir şeyin gerçekte yok olmadığını, sadece dönüştüğünü ve yeniden dirimi bizlere hatırlatan bir kutlama. Her kutlama bir ritüeldir ve toplu olarak yapılan ritüellerin enerjisi oldukça güçlüdür, günümüzde en yaygın olarak yılbaşı ya da Noel bayramı olarak kutlanan bu ritüelde bolluk, bereket, affetme-barışma ve koşulsuz sevgi enerjisi yükselir. Bu döneme “Janua Coeli, Cennettin kapılarının açıldığı dönem” denir.

Doğada enerjiler değişken ve akışkandırlar, yer yüzü enerjileri daima bir döngü içindedir. Yer yüzünün dört hali vardır, tıpkı tüm canlıların olduğu gibi. Baharda doğa canlanır, çiçeklenir, neşelenir, doğurduğu meyvelerin olgunlaşması için yaza hazırlanır. Yaz gelir ve güneş havayı, toprağı ve suyu iyice ısıtır ve tüm meyveler olgunlaşır ve sonbahara doğru her şey sararıp solmaya yüz tutar, enerjiler değişir. Güneşin altın ısısıyla sevişen toprak sonbaharda yer yüzüne bolluk ve bereketini saçar ve her yer altın rengine bürünür. Güneşin etkisi azalmaya başladıkça doğa da solmaya başlar ve geceler uzar, güneş elini eteğini çekmiş, yer yüzü yeniden doğmanın ölümüne hazırlanmaya başlamıştır. Toprak ana karın altında yatan tohumu güneşten alıp sakladığı sevgisiyle sarıp sarmalar ve bahar gelene kadar onu diri tutar. Günler aydınlanmaya, güneşin gücü artmaya başladığında tohum canlanır, işte bu yer yüzünün eşsiz ve muhteşem döngüsüdür.

Yer yüzü ve gök yüzünün iki büyük döngüsü vardır, yaz ve kış yani ışık ve karanlık zamanı. Kuzey yarım kürede 21 Aralık en uzun gece olarak kabul edilmiştir. Eski bilgelikte ışık ve karanlık dönemleri kuzey ve güney merkez noktalarının maddi dünyaya giriş ve çıkış dönemleri olarak kabul edilir. Bu iki dönem hayatın çarkını, yani kaderin çarkını (Zodiak) temsil eder, ölümün ve yeniden doğuşun simgeleridir. En uzun gecede ölüm gelir ve günün ağarmasıyla beraber güneş yeniden yer yüzüne inmeye başlar, günleri aydınlatır ve doğaya yeniden dirim gelir.

Kelterde Yule bu törenin ismidir, bu ritüel sonradan Anglo Saksonlara ve diğer Germeniklere geçmiştir, bolluk bereket için ateşler yakılır ve ağaçlar süslenir. Bu dönemde “Ana Tanrıça” “yüce anneye” dönüşür ve en uzun gece ve en kısa gün olan 21-22 aralık Kış döneminde Güneş Kral ‘ı doğurur, yeniden doğan güneşle beraber artık günler uzayacak ve aydınlanacaktır. İsveç’ te (Vikingler) 13 Aralık’ da Perslerde 25 Aralık’ da benzeri bir kutlama yapılır, ana Tanrıça Güneş Kral’ ı doğurur, Hanukkah benzeri bir Musevi ekinoks kutlamasıdır. Antik Mısır, Antik Yunan, Antik Roma, Kızılderili ve Afrika kültürlerinde de benzeri bir kutlama yapılır, ateşler yakılır ve güneşin doğumu kutlanır. Bunun benzeri bir kutlamada Türklerde güneşin geri gelişi Nardugan (Nardoğan)olarak kutlanır ve çam ağacı süslenir.

Antik dönem olarak adlandırılan dönemde insanlar dünyayı ve evrenin dişi olduğunu bilir ve Tanrıçalarla çalışırlardı. Erkek egemen kültürün ortaya çıkmasıyla Tanrıçalara olan bakış açısı da değişti, geriye sembolik bir Tanrıça kaldı o da Meryem Ana. Meryem Ana halen yılın bu zamanlarında Güneş Kral’ ı doğuran Ana Tanrıçadır, hikâye biraz değişmiştir, o aynı zamanda oğlunu kaybetmiş yas tutan bir annedir ve o nedenle koşulsuz sevgiyi de temsil eder. Ama aslında kaybolup yeniden doğacak olan güneş ve ışığın anasıdır ve gene ölümün ve yeniden doğuşun sembolü, hayatın çarkını döndüren kudrettir ve hiçbir zaman Tanrıçaların kaybolmayacağının simgesidir.



Bu dönemde bizler de yeniden doğuşa selamlamak, yeniden doğmak üzere bir toplantı ve meditasyon yapalım ve Ana Tanrıça’ nın Güneş Kralı yeniden doğurmasını kutlayalım. Hepimiz “Yeniden doğuşumuzu selamlayalım”. 21 12 2020 Pazartesi akşamı FB MysiaLuna grubumuzda toplanıyoruz.



 
 
 

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin

MysiaLuna Art

Chrisi Akti Panagias, PX 13

Volos, Magnesia, Greece

somnur@somnur.com

somnur@gmail.com

+30 693 465 4876

Sign up with your email address to receive news and updates.

©MysiaLuna-Somnur van der Kraan

bottom of page