Sevmeden sevilemeyiz, gerçekten sevebilmek için de işe kendimizi gerçekten sevmekle başlamanız gerekiyor.
Kendinizi sevebilmek için de “affetmek” gerekiyor. Şimdi ne alakası var diyenler olabilir.
Bir kez affetmenin ne olduğunu yüreğinizde hissettiğinizde yüreğinizde kelebekler uçuşur, hafiflersiniz ve giderek kendinizi tam hissetmeye başlarsınız, içinizde güneş doğar ve bu güneşin cesaretiyle hayatı içinde yürümeye devam edersiniz.
Karşımıza çıkan herkes bizim aynamızdır ve bir parçamızdır, bize hoşnut olmadığımız deneyimler yaşatan insanlar da bizim iyileştirmemiz gereken bir yanımızı temsil eder. O insanları affedip, o insanları serbest bırakmak bizi yüceltir, derin ve geniş bir nefes gibidir, bütün hücrelerimize oksijen gittiğini hissederiz, işte bu iyileşmenin ilk adımıdır.
Siz eğer gerçekten affetmeyi başarırsanız artık kendinizi de gerçekten sevmeye büyük bir adım atmış olursunuz. Affedemediğiniz insanlar korku demektir ve bu korku size kurban rolünü oynatır. Bu oyun sizi sadece mutsuz, yorgun ve hasta eder. Sürekli birinden şikayetçi ve çaresiz insanı oynamaya başlarsınız. Bu da kendinize oynayacağınız en berbat oyundur.
Bazı insanlar bizler için çok ama çok değerli olurlar bir süreliğine, en yakın arkadaş, en büyük aşk, eş, dost rolu almak üzere hayatımıza girerler, ne olduysa bir an gelir ve herşey adeta bir tsunami gelmişcesine alt üst olur. Kimileri de başından en büyük düşman rolüyle gelirler. Bu insanların kimi kalıcı olur, kimi de sonsuza dek gidici. Her koşulda her kimse onu ve kendinizi, neden kendinizi? Çünkü o sizin bir kırık yanınız, siz de bu işin içindesiniz. Eğer affetmezseniz hayat boyu bir yerlerinize takılı kalmış koca bir öfke, yürek sıkışmasıyla yaşarsınız.
Öfke ruhen bir yaranın buradaki iz düşümüdür, çok eski bir kayıttır ve o yara fiziksel hale dönüşebilir. Bu öfke aslında en çok da sizin kendinize duyduğunuz öfkedir. İşte o yüzden affedin ve serbest bırakın. Bu demek değildir ki başka bir yere gideceksiniz, hayır. Siz kendinizi iyileştirdikçe etrafınızdakilerinde iyileştiklerini göreceksiniz. Bazen fiziksel bir ayrılık da gerekir çünkü artık o insanlarla aynı frekansta değilsinizdir, siz iyileştikçe uzaklaşması gerekenler de hayatınızdan çıkıp gideceklerdir.
Şimdi ne kadar kızdığınız insanlara değil, kimleri kucaklayabileceğinize odaklanın ve onları sarın sarmalayın, kucaklayın, en çok da kendinizi sarın sarmalayın, kucaklayın. Hani o yüreğinizin tam ortasında oturan küskün çocuk var ya onun elinden tutun ve gözyaşlarını silin, o güzel yanaklarından öpün ve şefkatle kucaklayın ve ona “Yalnız değilsin. Güvendesin” deyin.
Hayata ve onun bütün ifadelerine sevgiyle kalın.
Somnur vdK- MysiaLuna
Comments