ASTROLOJİ Mİ? KUANTUM BİLİNCİ Mİ?
- Somnur van der Kraan

- 29 Eyl 2020
- 4 dakikada okunur

Astrolojiye genel anlamıyla bakarsak gökyüzü hareketlerini inceleyerek bizlere ne olacağını söyler, inanca göre siz eğer kendi galaksimizdeki tüm gezegenlerin karakterlerini ve etkilerini öğrendiğinizde geleceği de söylemeye başlarsınız. Kuantum bilinci ise özetle düşüncenin bir enerji olduğunu ve maddeye dönüştüğünü söyler ve her şey “an” dadır. Bu durumda astroloji ve kuantum bilinci birbirinden ayrı yerlere mi düşüyorlar?
Astroloji bizim güneş sistemimizde yer alan, uzayın içinde minicik bir bölgenin yer yüzündeki ve bizlerin üzerindeki etkisini inceler. Her bir gezegenin birbirleriyle ve birbirlerine olan açılarının bizlerin hayatları üzerindeki etkisiyle ilgilenir. Hepimizin doğduğumuz sıradaki gezegenlerin birbirlerine olan açısının izdüşümü ile bugünkü açıların birleşimiyle yorum yapar. Elbette bütün bu açılar, iz düşümler, etkilerin hepsinin kaynağı enerjidir, yani burada da asıl olan enerjilerin etkileri ve gücüdür. Her bir gezegenin belli bir enerji frekansı ve yayılım gücü vardır, bulunduğu konuma ve kombinasyonlarına göre etkileri değişir. Konumların etkilerinin gezegenlerin hareketleri sırasında birbirlerine olan açılarıyla hesaplanır. Binlerce yıl önce gökyüzü bilimiyle ilgilenenler bu işi kolaylaştırmak için belirli bir kalıba oturtarak karakterize etmişlerdir, dünyanın çeşitli bölgelerinde farklı versiyonlarını görebilirsiniz. Her bir gezegenin karakteristik enerji iz düşümlerini birbirleriyle kombine olan etkileşimlerini incelemeyi öğrenmek zor değildir. Yıllarca astrolojiyle ilgilendim, farklı astrologların üzerimdeki etkileri farklı olarak yorumladıklarını da gördüm, aynı anda yan yana dünyaya gelmiş olan insanların benzer değişim dönemleri olabildiğini ama birbirlerinden çok farklı hayatları olduğuna da şahit oldum çünkü seçimler gene bizlere ait. Doğarken ve şu anda gezegenlerin üzerimizdeki enerjileri mevcut ama önemli olan bizler bu açıların üzerimizdeki etkilerini değerlendirebilmek ve nasıl kullanacağımızın bilincinde olabilmek, bunun içinde gücünüzü geri alarak idareyi elinizde tutabilmek. Yani astrolojik yorumların sizi idare etmesi değil gerekli buluyorsanız sizin belli açıların etkilerini öğrenerek hayatınızda bunları kullanmak.
Bu yer yüzü dualitik yani ikilemli bir deneyim alanı, iyilik ve kötülük, ışık ve karanlık, özetle pozitif ve negatifin bir arada deneyimlendiği bir yer. Astroloji bir harita çıkartır ve bize belli bir yol önerir, ya da bir yoldan söz eder desem daha doğru olur, bu yol biz doğmadan önce seçmiş olduğumuz senaryonun yontulmamış bir kalıbıdır. Bizler hayatlarımızı yontup, ona biçim vermeye devam ettikçe yaşam deneyimlerimizde o biçimde şekillenir. Astrolojik bilgi bir araçtır, elbette haritaya bakan, yorumlayan insanın bilgisi, dikkati ve kişisel inançlarının oldukça güçlü etkisi vardır, neye inanıyor olduğu ve sizi nereye yönlendirmeye çalışıyor olduğu çok önemlidir ama bir şeyi daha göz önünde bulundurun: Bizler neyi duymak istiyorsak etrafımdakiler bize onu söylerler. Aynı anda yan yana dünyaya gelmiş olan iki insanın yaşamlarının birbirlerinden farklı olması da bilinç dışı/altı seçimleriyle ilgilidir. Kişilerden biri enerjiyi alıp yukarıya çeker ve hayatını sağlık-varlık-mutluluk seviyesinde deneyimlemeye devam eder, bu insan karmalarının büyük bölümünü halletmiş, affetmeyi, azat etmeyi ve geçmişi omuzlarında sürüklememeyi öğrenmiştir. Diğeri ise henüz bu seviyede deneyimleyebilecek bir bilinç edinmediği için hayatı gölgeli yanıyla deneyimlemeye devam ediyordur; elbette hayatın daima iniş ve çıkışları olacaktır.
SONUÇTA HER ŞEY ENERJİDİR VE BİZLER NEYE İNANIYORSAK HAYATIMIZDA ONU GELİŞTİRİRİZ
Bugün modern dünyada herkesin satın alabileceği, cep telefonu, tableti laptop, TV aracılığıyla izleyebileceği dizi film ve dizi film marketleri mevcut, bu filmlerin çoğunluğu şiddet, aşırı şiddet ve felaket dolu korkutucu bir dünya yansıtan senaryoların ürünü, elbette bu bir tesadüf değil. Gazetelerin, TV haberlerinin ve diğer görüntülü haber kanallarının çoğu sürekli felaket tellallığı yapmaya devam ediyor, sosyal medyada bulunan ve bunlardan etkilenenler de tekrar tekrar bu felaket haberlerini paylaşarak etkisini arttırmaya devam ediyor. Eğer bütün bunları izliyorsanız düşünce yapınız değişmeye başlayacaktır, izlediğiniz felaketi hırs, şiddet, düşmanlık yaratan filmler, haberler zihninizi idare etmeye başlayacaktır ve aynı zamanda bilinç altınızdaki gölgeli hafıza ile kontak kurmanızı sağlayacaktır. Sonuçta kendinize o kanaldan ve kendi bilinç altınızdaki gölgeli kanaldan yola çıkarak bu yönde bir hayat yaratmaya başlayacaksınızdır, eğer bunu milyonlarca insan aynı anda yapıyorsa bu enerjinin yeryüzündeki etkisi de güçlü olacaktır, yani bizlerin felaket düşünceleri bir felaket deneyimi oluşturacaktır. Toplu düşünce enerjilerinin gücü oldukça yoğundur, eğer hep birlikte ve aynı anda aynı şeye inanıyorsak evrenden yeryüzüne bu kanaldan çıkan deneyimler servis edilecektir, evren bizim inanarak oluşturduğumuz her düşünceye “evet” der, ister korku kanalından çıksın ister sevgi, asıl olan deneyim de budur zaten.
DÜŞÜNCELERİNİZİ HANGİ KANALDAN YARATIYORSUNUZ?
Korku bizlerin hayatta kalması için var olan bir sezgidir ama eğer bizlerin bilinç altı korku dolu senaryolarla doluysa ve bunları temizlemek için hiçbir şey yapmıyorsak sonuçta onlar baskın çıkacaklar ve hayatımız oradan idare edilmeye başlayacaktır. Bu senaryolar geçmiş yaşam deneyimlerinden, ebeveynlerimizden ki onlar da karmalarınızdır zaten bizlerde kayıt oluştururlar, ruh zaten kayıttır, bu yer yüzüne kaç kez geldiyseniz her şey orada kayıtlıdır, bir datadır ve tamamen kendine özgü, eşsiz bir frekans kodu vardır, bu fizik dünyada DNA kayıtları olarak bilinir ve öyle gözükürler ve bildiğiniz gibi DNA kayıtları değişebilir, yani ruhsal kayıtlarınız değiştirilebilir. Eğer değişmeye istekliyseniz artık hangi kanala yönelmeniz gerektiğini biliyorsunuz. Geçmiş yaşam deneyimlerinizle yüzleşmek ve onlardan arındıran çalışmalar yapmak, özellikle meditatif ortamda yapılan çalışmalar ki benim bu yolu seçmemdeki en önemli sebeptir çünkü meditatif ortamda tamamen açılırsınız, engel olan herhangi bir egosal etki ortadan kalkar ya da azalır, eğer güçlü enerjilerle çalışılıyorsa enerji yukarıya çekilecek ve siz frekans değiştireceksinizdir. Bir radyo olduğunuzu düşünün, güzel bir müzik yayını yapmak istiyorsunuz ama araya ya parazit giriyor ya da yayın kesiliyor, işte siz doğru ve iyi bir kanaldan yayın yapabilmek için frekansınızı değiştirmek için çalışıp dünyanızı da değiştirebilirsiniz.
BİZLER HEPİMİZ BİR BÜTÜNÜN PARÇALARIYIZ
Bu yer yüzünü deneyimlerken etrafımızdaki tüm varlıklarla iletişim halindeyiz, elbette galaksimizde bulunan tüm gezegenlerle de iletişim halindeyiz, yukarıdaki plan neyse bizim dünyamızdaki plan da onun bir kopyası, bir izdüşümü. Galaksimizdeki diğer gezegenlerin enerji yansımaları dünyamızı etkiliyor olsa da en çok etkilendiğimiz gezegen elbette kendi dünyamız. O zaman asıl olan gök yüzünden gelecek olan felaketlerle ilgilenmek değil, asıl olan bu yer yüzünde hepimizin birer ziyaretçi olduğunun bilincinde, bu yeryüzüne iyilikler ve güzellikler taşıyabilmek, olanı da korumak, bizden sonra gelecek olanlara güzel bir dünya bırakmak. Dışarıdaki etkinin altında kalmak yerine, dışarısıyla olan ilişkimizi sakin bir nefes gibi alıp vererek oluşturmak ve sürdürmek.
Güzel bir dünya yaratmak için işe önce içinizdeki dünyayı değiştirerek başlamak gerek çünkü siz kendiniz de bir dünya, bir evrensiniz, bakımından ve ona can vermekten sorumlu olduğunuz bir evrensiniz. Hayatınızla ilgili sorduğunuz soruların hepsi kendinizde var, içinize dönüp sorduğunuzda yanıt hemen gelir, ruhunuz deneyimlidir ve size rehberlik eder, eğer siz onu dinlemeyi hatırlarsanız, sorduğunuz soruların tüm doğru yanıtlarını alabilecek ve ruhunuzun rehberliğinde yer yüzünü daha güçlü deneyimleyeceksinizdir. Hepimizin özü, varlığı diğer bir değişle yüksek benliği yüksek boyutlarda ilahi kaynağa bağlıdır, ruhumuzda özümüzle yer yüzündeki halimizin arasındadır, bizler eğer korku kanalından hareket eder ve negatif olana yönelirsek iletişim kopar, dengeler bozulur. Bilgi her yerde mevcuttur, yer yüzüne ışıkla, ışık frekansıyla akar, bu aslında çok bellidir, bizler ışıkla güçlenir, karanlıkta gücümüzü kaybederiz; bizler sevgiyle var olur, öfke ve nefretle yok oluruz dolayısıyla seçim bizlerin. O yüzden kendinizi ve ruhunuzu ışıkla yıkayın, ışıkla besleyin.
Sevgimle,


Yorumlar